KOVİD-19 SALGINI SOSYAL DEVLETİ GÜNDEME TAŞIDI

KOVİD-19 SALGINI SOSYAL DEVLETİ GÜNDEME TAŞIDI

Tarih 15 Nisan 2020, 11:53 YazdırBu haberi yazdır

Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, Kovid-19 salgınının toplumun tüm kesimlerinin sosyal politikalara ihtiyaç duyabileceğini ortaya koyduğunu söyledi.

KOVİD-19 SALGINI SOSYAL DEVLETİ GÜNDEME TAŞIDI

 

Altınbaş Üniversitesi İİSBF Dekanı Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, Kovid-19 salgınının toplumun tüm kesimlerinin sosyal politikalara ihtiyaç duyabileceğini ortaya koyduğunu söyledi.

 

 

Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, Kovid-19 salgını ve sonuçlarını değerlendirirken, sosyal bilimcilerin önemli gözlemler yapabilecekleri adeta bir laboratuvar ortamı yaratıldığını söyledi. Salgınla mücadele önlemlerinin özellikle çalışma yaşamında önemli değişimlere yol açtığını belirten Ceylan “Çoğumuz evden çalışmaya başladık, sosyal yardımlaşmaya daha fazla ihtiyaç duyulur hale geldi, işsizler için umutlar tükenmek üzere, esnaf, kendi hesabına çalışan pek çok işyeri kapandı, işsiz kalma tehdidi arttı” dedi.

 

Liberal modelin kırılganlığı

 

Koronavirüs salgınının liberal ve bireyci ekonomik ve sosyal modelin çok kırılgan olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman şöyle dedi: “Vatandaşlar salgından kaynaklı ekonomik ve sosyal sorunların çözümünü devletten beklerken belki bilerek belki de bilmeden sosyal devleti göreve çağırıyor. Bu salgın bize kamusal sağlık hizmetlerinin sunumunda güçlü bir sosyal devlet mekanizmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Yaşadığımız salgın kaynaklı sağlık krizinin neden olduğu ekonomik kriz ancak dayanışma ve işbirliğine dayanan sosyal devlet anlayışı ile çözülebilir.”

 

Sosyal devlet nedir?

 

Sosyal devleti, vatandaşlara geniş ekonomik ve sosyal işlev yelpazesi sağlayan düzenleyici bir sistem olarak tanımlayan Berrin Ceylan Ataman “Tüm kamusal politikalar gibi sosyal politikalar da vergi ve primlerle finanse edildiği için ‘hak’ temellidir. Sosyal politika güçsüz grupların karşı karşıya kalabilecekleri risklerden korunmasına yönelik sağlık, eğitim, konut, sosyal güvenlik, istihdam ve sosyal hizmet alanlarındaki kamu hizmetlerini kapsar” diye konuştu.

 

 

 

 

Aktörlerin dayanışması ve işbirliği

 

Berrin Ceylan Ataman, sosyal devletin çalışma hakkını korumak, çalışma ilişkilerini düzenlemek, ekonomik faaliyetleri ve istihdamı destekleyici bütçe ve para politikaları ile piyasayı düzenleyici müdahalelerde bulunmak gibi görevleri bulunduğunu anlattı. Bu kapsamda uygulanacak sosyal politikaların belli bir amaca yönelik tasarlanması gerektiğini vurgulayan Berrin Ceylan Ataman “Örneğin işsizlere yardım etmek, çocuk işçiliği ile mücadele etmek, sağlık sigortası kapsamını genişletmek gibi amaçlar sosyal politikalar kapsamındadır. Sosyal politikaların tasarlanmasında meslek kuruluşları, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler gibi pek çok aktör devreye girer. Söz konusu aktörler sosyal politikaların uygulanmasında dayanışma ve iş birliğini yönetir” dedi.  

 

Herkese lazım olunca akla gelir

 

Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, olağan dönemlerde unutulmaya ya da unutturulmaya yüz tutan sosyal politikaların sadece dezavantajlı kesimlerin değil, toplumun her kesiminden insanların yardıma muhtaç hale gelebildiği kriz dönemlerinde birden bire hatırlanmaya başlandığını vurguladı. Ceylan, “Bugünkü salgın nedeniyle yaşanan sağlık krizi ve onun tetiklediği ekonomik krizde herkesin birbirine ne kadar bağımlı ve bağlı olduğu görülüp anlaşıldı. Bu bakımdan kriz yönetimlerinde ekonomik ve sosyal politikaların kesiştiği bir alan olan sosyal ekonomi devreye girer” dedi.

 

Özel sağlık girişimlerinin sınırı

 

“Küresel salgın hastalıkları tedavi edecek tek sistemin etkili bir kamu hizmeti sunarak herkesi tedavi etmekten geçtiğini hepimiz görüyoruz” diyen Berrin Ceylan Ataman sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özel girişime dayalı sağlık hizmeti veren kuruluşların kamu hizmeti verdikleri kabul edilse de bu kurumların sosyal sorumluluk sınırlarının ve ekonomik koşullarının küresel bir salgın hastalığı yenmeye yeterli olamayacağı açıktır. Bugün yaşanan küresel salgında özel sağlık hizmetleri de ancak devletin yönlendirmeleri çerçevesinde hizmete dahil olmaktadır.”

 

İşsizlikte artış kaçınılmaz

 

Koronavirus salgınında sağlık sektörü çalışanlarının korunmasıyla toplum sağlığının öncelikli konular olduğunun altını çizen Berrin Ceylan Ataman, “Daha sonra koronavirüs pandemisi nedeniyle ortaya çıkan ekonomik krizin nasıl çözüleceğine eğilmek gerekir” ifadesini kullandı. Kovid-19 salgınına karşı alınan insan hareketlerini kısıtlamaya yönelik uygulamaların şirketlerin kapatılmasına, faaliyetlerinin yavaşlamasına, gelirlerinin azalmasına, borçlarının artmasına yol açacağına işaret eden Berrin Ceylan Ataman, tüm bunlara paralel işten çıkarmaların kaçınılmaz hale geleceğini vurguladı.

 

Sosyal devlet bütçesi kadar güçlüdür

 

Kovid-19 salgınıyla mücadele sürecinde sosyal devletten ilk beklentinin, sağlık sektörünün tüm ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu kaydeden Berrin Ceylan Ataman şöyle devam etti:

“İşten çıkarmaları önlemek için işletmelere finansal destek vermek, işsizlik sigortasından yararlanan sayısını arttırmak için ek düzenlemeler yapmak, borçların ertelenmesini sağlamak atılacak diğer adımlar olarak özetlenebilir. Bu bağlamda bütçe olanakları, sosyal devletin gücünü belirleyen en önemli faktör haline geliyor. Devlet bütçesinden sosyal harcamalar için ayrılan pay ne kadar fazlaysa devlet o kadar sosyal devlettir.”

 

Yeni önlemler kaçınılmaz

 

Berrin Ceylan Ataman, salgınla mücadele kapsamında 100 milyar TL’lik (14,3 Milyar Euro) bir önlem paketi açıklayan Türkiye’nin çeşitli sektörlerde vergi ve borç ertelemesi, vergi indirimi, en düşük emekli maaşını 1500 TL’ye yükseltme gibi somut adımlar attığını hatırlattı.

 

Yeni gündeme gelen 3 ay işten çıkarma yasağı getiren düzenlemeyi de değerlendiren Prof. Dr. Ataman, “Elbette önemli bir adım ancak bu düzenlemenin çalışanı ücretsiz izne çıkarma hakkı şeklinde uygulanması tartışmalıdır. Ücretsiz izne çıkartılanlara günde 39 TL ile ayda 1170 TL işsizlik sigortası haklarına mahsuben ödeme yapılacak olması sadece ücreti ile geçim sağlayanlara gelir güvencesi sağlamaktan uzaktır” şeklinde konuştu.

Salgının etkisi arttıkça yeni destek paketlerinin de devreye gireceğini kaydeden Berrin Ceylan Ataman “Bunların ağırlıklı olarak çalışma yaşamına yönelik olması bekleniyor. Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesi, sosyal yardımların arttırılması kaçınılmaz olacaktır” dedi.

 

İstihdamı koruyucu önlemler beklenir

 

Koronavirüs kaynaklı sorunlara çare bulma yaklaşımları benzer olmakla birlikte, bütçe olanaklarına göre uygulama farklılıkları gözlendiğini anlatan Berrin Ceylan Ataman “Yaşlı nüfusa sahip Kıt’a Avrupa’sında sağlık harcamaları ve emekli maaşı ödeme kalemlerinin yüksek olması beklenen bir durumdur. Oysa Türkiye halen genç bir nüfus yapısına sahiptir ve bu bakımdan sosyal harcama kalemlerine ayrılan payda daha çok genç nüfusa yönelik istihdam olanakları harcamalarının yüksek olması beklenir” diye konuştu. 

Bu haber 317 defa okunmuştur.
Facebook  Twitter  FriendFeed  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
DİĞER HABERLER